This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

ahşap ev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ahşap ev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Temmuz 2015 Perşembe

Geleneksel Ahşap Ev’in, Ev Mimarisi İçindeki Yeri

ankara evi avluGeleneksel ev mimarisinde toprak, taş, tuğla, ağaç olmak üzere dört çeşit malzeme kullanılmıştır. Topraktan yapılan binalara kerpiç, taşdan ve tuğladan yapılanlara kârgir, ağaçtan yapılanlara ahşap veya yansı kârgir, yansı ahşap olanlara yarım kârgir bina denilmektedir. Bütün bu yapı malzemeleri, Türk ev mimarisi oluşumunda bölgelerin bünyesinde bulundurduktan özelliklere göre kullanım görmüş ve ev mimarisi o malzeme ile adlandırılmıştır.

17 Temmuz 2015 Cuma

Ahşap Evlerin Tahrip Edilmesinde İnsanların Rolü

ankara eviAhşap evlerin korunması söz konusu olduğunda, yapıda bozulmaya neden olan etkenlerin özelliklerinin bilinmesi ve bu doğrultuda önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu etkenleri belirlerken, Walter Frodl’un anıtı tehdit eden tehlikeler tanımı temel alınmıştır.

Sivil anıt sınıfına giren ahşap evler, yapısal bünyesinden ileri gelen iç tehlikeler ve dışarıdaki olumsuzluklardan kaynaklanan dış etkiler altındadır. Bu tehlikeler ve etkiler içeriğine göre 3 ana gurupta ele alınmaktadır. 

18 Haziran 2015 Perşembe

Ahşap İskeletli Yapıların Depreme Dayanıklılığına etkisi

ahsap karkas 3Ahşap çerçeveli yapıların deprem davranışı üzerine yapılan araştırmalar; direnç özellikleri, dayanım özellikleri, matematiksel modelleme ve hesaplama, depremdeki saha gözlemleri, parça ve binaların laboratuvar testlerini içeren pek çok aktivitenin meydana gelmesini gerektiren çok disiplinli çalışmaları kapsamaktadır.

Yapıların depreme dayanıklı olması için şu özellikleri bulundurması gerekmektedir

1. Stabilitesi yerinde olmalı, yani; yapı kararlı olmalıdır.

2. Yapının sürecenliği, devamlılığı yeterli olmalı

3. Sünekliği yerinde olmalı

4. Rijitliği yerinde olmalı Ayrıca, gözlemlenen birçok depremin yanı sıra, teorik bilgiler ve tecrübeler binanın, deprem dayanımını etkileyen faktörleri şöyle sınıflandırmaktadır:

a) Yapı Mahalinde Meydana Gelen Yer Hareketleri:

Yer kabuğunda meydana gelen kırılma ya da kaymalar yapı mahali zemininde hareketlenmelere neden olmaktadır.

b) Yapıların Dinamik Özellikleri:

Doğal titreşim modları, doğal frekans ve sönüm oranı olarak sayılabilmektedir. Bu özellikler bir yapının maruz kaldığı depreme karşı ne kadar güçlü dayanım göstereceğini belirtir. Binanın sönümü demek ise, yapının salınım esnasında ne kadar enerjiyi absorbe ettiğinin ölçüsü demektir.

Düşük sönümlü yapıların bir depreme verdiği tepki, yüksek sönümlülerden daha şiddetlidir. Binalardaki sönüm oranı; yapı materyaline, bağlantı tipine, kaplama elemanları gibi yardımcı elemanların varlığına bağlıdır.

c) Yapıların Deformasyonel Özellikleri:

Yapının dayanımı, dayanıklılığı ve sünekliği gibi özellikleridir. Bu parametrelerin her biri yapı için önemli bir özelliktir. Fakat bu parametreler aynı zamanda yapının dinamik özelliklerine de etki edecektir. Dünyada meydana gelen önemli depremlerden, Alaska (1964-Manyitüd (M) 8,4), Kaliforniya (1971- M 6,7), Yeni Zelenda ( 1987- M 6,3), Kubec (1988- M 5,7), Kaliforniya ( 1989- M 7,1), Kaliforniya (1994- M 6,7), Kobe-Japonya (1995- M 6,8) depremlerinde ahşap çerçeveli yapıların performansı üzerine bir çalışma yapılmıştır. Büyüklüğü (manyitüdü) 7 ve üzerinde olan toplam 7 depremde yaklaşık 300 bin ahşap binanın çok şiddetli sallanması sonucu kalp krizi dahil olmak üzere sadece 34 kişi ölmüştür. Ülkemizde meydana gelen Gölcük depreminde ise 30 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Sadece ahşap oldukları için depreme karşı almaları gereken 32 tedbirin yarısının eksik olmasına rağmen Gölcük depremine eş büyüklükteki depremde 25 insan hayatını kaybetmiştir.

Bu çalışmada ahşap çerçeveli yapıların çok şiddetli yer sarsıntılarına dayanabileceği ve hayati risklerinin çok düşük olacağı görülmüştür. Bu nedenle bu tür binaların yaşam güvenliği açısından memnuniyet verici olduğu söylenebilir.

Son 35 yıl içinde yapılan araştırmalarda görülmüştür ki; Kuzey Amerika, Yeni Zelanda ve Japonya’da büyüklüğü richter ölçeğine göre 5,7 ila 8,4 arasında değişen büyük depremlerde 300.000 den fazla platform tipi ahşap karkas ev etkilenmiş olmasına rağmen ölü sayısı toplamda sadece 34’dür. Ayrıca 1994 Northridge depreminden sonra ahşap çerçeveli perde duvarları kontrplak ile kaplamanın gayet iyi bir sonuç verdiği ortaya konulmuştur.

Ancak ahşap ev hangi durumda olursa olsun depreme dayanıklıdır demek bilimsel görüşten uzaktır. Her yapı sisteminde olduğu gibi ahşap karkas yapılarda da deprem yüklerini kapsayan yapısal tasarım gereklidir. Günümüzde bu alanda standartların ve kodların yetersiz olduğu ülkemiz için, Kuzey Amerika deneyiminden de yararlanılan Eurocode iyi bir örnek oluşturmaktadır.

Avrupa kıtasında ahşap yapıların tasarımı Eurocode 5’de, yapılarda deprem dayanımı ise Eurocode 8’ de standart hale getirilmiştir. 1971 San Fernando depremi, 1989 Loma Prieta Depremi, 1994 Northridge depremlerinin hasar tespit çalışmaları neticesinde yatay yüklere dayanım için belirlenen standartlara ilave yenilikler olması gerektiği görülmüştür. Bu nedenle tasarım ve yapım metodları yanal dayanımı artırmak ve ahşap çerçeveli perde duvarların sünekliğini geliştirmek için yapılmıştır.

1995 Hyogo – Ken Nanbu’daki hasarlar ahşap binaların diğer problemlerini göz önüne sermiştir. Yeni ahşap çerçeveli müstakil evler iyi performans sağlarken, geleneksel kiriş ve kalas kullanılan yapılarda problemler görülmektedir. Depremde yıkılan yapılarda en önemli sorunlardan biri; betonarme ağır yapılardan birinin çökmesi sonucunda tüm eşyaların ezilerek hiçbir yaşam alanı bırakmaması ve bu sebeple çok az sayıda insan hayatının kurtulabilmesidir. Ayrıca beton son derece ağır bir malzeme olduğundan kurtarma çalışmaları sadece ağır makineler ile yapılabilmektedir.

Yeni sistem ahşap yapılar hafifliği dolayısı ile yıkıldığında içinde çok daha fazla yaşam alanı oluşturur. Bu da can kaybının çok az olmasını sağlar. Ahşap yapılarda ise kurtarma çalışmaları balta, kazma, balyoz, el testeresi gibi el aletleri ile hemen hemen herkes tarafından ağır makineler beklenmeden yapılabilir. Kaliforniya’da 17 Ocak 1994 yılında olan 6,7’lik depremde can kaybı sadece 69 kişidir ve bunların %40’ı yolda beton viyadükler altında, 20’si diğer yapılarda hayatını kaybetmişlerdir.

Kaliforniyada’ki evlerin %95’i ahşap yapı olduğundan can kaybı bu kadar az olmuştur. Ahşap çerçeveli yapılar özellikle Güney Kaliforniya’ da apartman ve evler için kullanılan en yaygın yapı türüdür. Bu yapı türü aynı zamanda ofis, okul ve hükümete ait 14 yerlerde kullanılmaktadır. Ahşap yapı, düşük ağırlıkta yüksek direnç sağlamakta ve yüksek dayanım/ağırlık oranı ahşabı depreme dayanıklı yapılar için iyi bir seçenek haline getirmektedir. Ahşap çerçeveli yapıların sismik davranışları karmaşıktır. Fakat gerçek ahşap yapıların doğrusal olmayan statik ve dinamik analizleri için kapsamlı araçlar mevcut değildir. Ahşabın direnci; liflerin yönüne, yapısında bulunabilen budak, böcek yeniği gibi kusurlara ve rutubet içeriğine bağlı olmaktadır.

Ahşap; mantar, rutubet ve yanmaya karşı hassastır. Çok yakın geçmişte ahşap çerçeveli yapılar, özellikle kontrplak perde duvar kullanılan mühendislik ürünü ahşap çerçevelerde oluşturulan San Andreas deprem koşullarında bile iyi performans göstermiştir. 2010 yılında Yeni Zelanda’da meydana gelen 7.1 büyüklüğündeki depremde can kaybı yaşanmamıştır. Almanya’nın Der Spiegel dergisinin yaptığı araştırmaya göre çağdaş tasarımlı ahşap binaların bu büyüklükteki depremden can kaybı yaşanmadan atlatılmasını sağladığı belirtilmektedir.

Ahşap çerçeveli tasarımlarda; ahşap kökenli perde duvarlar, binanın deprem ve rüzgâr yüklerine karşı dayanması için gerekli yanal direnci sağlamaktadırlar. Ahşap çerçeveli yapılar, genel olarak yüksek şiddetteki depremlerde düşük hayati risk sağlamakta ve performansları iyi olmaktadır.

Ülkemizde özellikle Marmara depremi sonrası betonarmeye alternatif olarak hafif yapı sistemlerinin yaygınlaşması gerektiği görülmüştür. İstanbul Pelitli’ de ahşap karkas sistem olarak üretilen evlerde çatıda, iç dış duvarlarda 9 mm, döşemelerde ise 18 mm ladin ağacı kontrplak kullanılmıştır.

Kereste dikmeler, çatı mertekleri ve döşeme kirişleri ile kontrplak birbirlerine özel çelik bağlantı elemanları ile bağlanmaktadır. Bu şekilde oluşan levhalar zaten yapının hafifliğinden dolayı düşük olan yanal deprem yüklerine karşı enerji soğuran perde duvar görevi görmektedir. Ahşap karkas evlerde tüm yalıtım sistemi duvarların içinde oluşmakta ve ahşabın kendisinden gelen doğal yalıtım özelliği sayesinde üstün ısı yalıtımı elde edilmektedir.

Ahşap platform çerçeve yapıların performansı ile ilgili yapılan bir çalışmada ölüm oranı ve yapıların yıkılma oranının önemli ölçüde az olduğu görülmüştür.

Ahşap platform tipi yapılarda ölüm oranını düşük olmasına şu gibi faktörler de katkıda bulunmuş olabilir:

Odunun yüksek mukavemet/ağırlık oranı Bağlantılardaki sürtünme kayıplarından kaynaklanan yüksek soğurma kapasitesi Ahşap parçaların esnek davranışları Deprem açısından bakıldığında bu tip yapılardaki anahtar kelime; makaslama gerilimleridir. Makaslama gerilimi, kontrplak, OSB ya da alçıpan levhaların tek ya da iki taraftan bağladığı güçlendiricilerle desteklenen üst ve alt plakalarla dikey sütunların birleşimi ile şekillenir.

Ahşap yapıdaki başarısızlık durumlarına ise vida bağlantıları, duvarların dönmesi, duvar kaplamasındaki kesme başarısızlığı, çeşitli bağlantı hataları ve sınır parçalarının ezilmesi dahil edilmektedir. Ahşap çerçeveli yapıların iyi deprem performansı, detaylı parçalara (duvar, çerçeve ve bağlantı elemanları) ve tüm sistem davranışının iyi kavranmasına dikkat gerektirir.

15 Haziran 2015 Pazartesi

Ahşap Karkas Evlerin Tarihçesi

ahsap karkasİnsanoğlunun konaklama ihtiyacını karşılamak için kullandığı ilk yapı malzemelerinden biri ahşaptır. Önceleri ahşap yığma sistem kullanılıyorken, daha sonraları ahşap karkas sisteme geçilmiştir. Ahşabın Türk kültüründe çağlar boyu en iyi biçimde kullanıldığı bilinmektedir.

Türk evlerinin yapı malzemesi ahşaptır. Batı Karadeniz, Orta Karadeniz ve Marmara bölgelerinde evlerin iç bölmeleri tamamıyla ahşaptır. Yapı malzemesi olarak ahşabı kullanmanın mimari tasarımda da büyük kolaylık ve zenginlik sağlayacağı belirtilmiştir. Ahşap karkas olarak isimlendirilen, ahşap taşıyıcılı sistem ile bir yapı, görsel ve estetik bakımdan her türlü ayrıntı, tasarımı destekleyici yönde mükemmele yakın çözümlenebilmektedir. Ahşap taşıyıcı sistem ile yapılmış yapıların, günümüze kadar gelen en erken örnekleri 17. Yüzyıldan kalmadır.

Türk evinde ana yapım malzemesi ahşap, yapım yöntemi olarak da ahşap çatkı tercih edilmiştir. Bu teknik bir geleneğin devamı ve Anadolu ve Rumeli’nin ormanlık bitki örtüsüne uygun olduğu gibi, bölgenin deprem alanı olması nedeniyle de faydalıdır. Ahşap 4 çatkı yöntemi yığma ahşap yönteme göre daha az ahşap malzeme gerektirdiğinden, ahşabı az yöreler için de daha uygundur.

Dolgu malzemesi yörede kolay bulunan bir malzeme olabilir. Ayrıca bu teknik çadır gibi çabuk kurulmaya elverişli olduğundan devamlı hareket ve yayılım halinde olan bir toplumun ihtiyaçlarına kolay ve hızlı cevap verebilmektedir. Yine aynı sebeple ahşap yapı ayrıntıları basit olup, karmaşık geçme detayları yerine kolay geçmeler ve çivili birleştirmeler tercih edilmiştir.

Alman, İngiliz, Japon toplumlarındaki kalın kesitli ahşap elemanlar ve özenle tasarlanmış detaylar Türk evlerinde görülmez. Aynı basit yapım tekniği, tarihte sürekli hareket halinde batıya yayılmış olan Amerikan toplumunun yapı detaylarında görülmektedir. Bu yapım tekniği aynı zamanda, yangınlar sonucu bir anda yok olan mahallelerin, kısa sürede yapılmasını da kolaylaştırıyordu. Ahşap yapım tekniğinde, toplumun hayata bakış açısınında kıymetli olduğu vurgulanmaktadır.

Ahşap çatkı inşaat, dış ortama daha çok açılmaya olanak veriyor böylece açık sofalar yapılmasına, daha çok pencere açılmasına, çıkmalar ve geniş saçaklara da olanak sağlar. Böyle bir ev, iklim denetimi sağlamakta, rutubetli ortamda iyi nefes almakta, nemin yoğuşmasına izin vermemektedir.

Ahşap çatkı çok beğenilen bir sistem olup yüzyıllar boyu devam etmiş, gelişmiş ve sanat akımlarına kolaylıkla cevap verebilmiştir. Barok döneminde eğri çizgiler ahşaptan oyularak kolaylıkla elde edilmiş, eğri yüzeyler ise bağdadî yöntemle en doğru şekilde uygulanmıştır. Neo- Klasik dönemde yarım gömme sütunlar, üçgen alınlıklar, daire ve düz kemerler, iri silmeler ahşap evlere de kolaylıkla uygulanır. Abdülhamit döneminin süslü, dekupajlı yapıları ahşap için tam bir Rönesans olmuş, evler adeta bir dantel gibi işlenmiştir.

Art-Nouveau Türkiye’de ahşaba büyük bir başarıyla uyarlanmıştır. Çatı katı balkonları, korkuluklar, yasmaklar çok güzel örnekleri sergiler. 19. yy. sonlarında bütün bu son dönem akımları ve Neo-Klasik Osmanlı üslubu birbirine katılmış olarak ahşap evlerde çok iyi uygulanmıştır. Ahşabın önemli oranda kullanıldığı geleneksel Türk evlerinin sosyal, kültürel, ekonomik, endüstriyel ve geleneksel nedenler yanında, ulaşım, eğitim, yapım özellikleri ve malzeme gibi unsurlar nedeniyle unutulduğu belirtilmektedir.

15 Mayıs 2015 Cuma

Ahşap, Döşeme üstü kaplama olarak nasıl kullanılır

Ahşap malzeme, döşeme üstü kaplaması olarak, konutlarda asırlardan beri kullanılmaktadır. Günümüzde de; sıcak bir ortam yaratması, doğal bir malzeme olması gibi pek çok özelliğinden dolayı diğer döşeme malzemelerine oranla, daha çok tercih edilen bir malzeme olmaktadır. Ahşap döşeme üstü kaplamaları hem ahşap taşıyıcı sistem üzerine, hem de kagir döşemeler üzerine uygulanabilmektedir.
Ahşap döşeme üstü kaplamaları; adi ahşap döşeme kaplaması ve ahşap parke olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Adi ahşap kaplamada kullanılacak olan döşeme elemanlarının, aşınmaya karşı dayanıklı olan ahşap malzemeden yapılması gerekmektedir. Kullanılacak malzeme genişliklerinin aynı olmasına ve bombe yapabilecek yüzlerinin üste getirilmesine dikkat edilmektedir. Adi ahşap döşeme kaplamasının kesiti Şekil 3.21’de verilmektedir.
Adi ahşap kaplama; 40 / 40 veya 50 / 50 mm. kesitinde ve 40 - 50 cm. aralıklarla tesbit edilen kadranlar üzerine ; genişliği 80 - 120 mm., kalınlığı da 20 - 25 mm. olacak şekilde yerleştirilen uzun tahtalardan oluşturulmaktadır. Bu tür kaplama genellikle ahşap binalarda kullanılmaktadır. Kadranlar arasına cüruf, kıtıklı alçı, cam yünü gibi malzemeler doldurularak; ses ve ısı yalıtımı sağlanmaktadır.
Adi ahşap kaplama, döşeme elemanlarının şekillerine göre; düz, binili, kiniş geçme, zıvana lambalı tahta olarak isimlendirilmektedir.

Masif ahşap parke; yüzeyleri düzgün, kalınlığı homojen, yan ve baş yüzeylerde birbirleri ile birleştirilmesini sağlayacak şekilde lamba ve zıvana açılmış olan döşeme kaplama elemanıdır. Parkelerin yüzlerinin düzgün, yanlarının birbirine paralel, köşelerinin keskin olmasına dikkat edilmekte; birleştirildiklerinde lambaların zıvanalara uygun şekilde geçmiş olmasına dikkat edilmektedir.
Ahşap parkeler genellikle 26 mm. kalınlığında olmakta, diğer boyutları piyasadaki firmalara göre farklılıklar göstermektedir. Genişlikleri 30-60 mm., boyları ise 150-160 mm. arasında değişmektedir.
Ahşap parkenin çeşitli desenler verilerek döşenmesi mümkündür. Türk Standartları Enstitüsü, parke döşemeleri; şerit, düz, kesme taş, çapraz, macar ve mozaik parke modeli olarak isimlendirmektedir.

Türk Standartları tarafından Çapraz Parke Döşemesi olarak isimlendirilen parke çeşidi, piyasada Balık Sırtı Döşeme Modeli olarak isimlendirilmektedir.
Ahşap kaplama yapılan döşemelerde, genellikle ahşap süpürgelikler kullanılmaktadır. Süpürgelik; duvar dibinde, döşeme ile duvar arasındaki aralığı kapatmak, duvarı çarpmalardan ve kirlenmeden korumak ve döşemeyi bastırmak amacıyla kullanılmaktadır.

 

12 Mayıs 2015 Salı

Ahşap İskelet yapı sistemi nasıl yapılır

Bu sistem; taşıyıcı ahşap iskelet ve bu iskelet arasındaki boşlukları dolduran dolgu ve kaplama malzemesinden meydana gelmektedir. İskelet kısım yatay ve düşey kuvvetleri karşılayarak binanın ayakta kalması ve şekil değiştirmemesini, dolgu ve kaplama kısmı ise dış tesirlerin iskelete zarar vermemesini, ses ve ısıya karşı yalıtımı sağlamaktadır. Ahşap bir yapı iskeletinde duvar elemanları; taşıyıcı ve ara dikmelerden oluşan düşey kısımlardan ve bunları destekleyen payandalardan oluşan çapraz kısımlardan oluşmaktadır. İskelet yapı, bu elemanların biraraya geliş şekline göre çeşitli şekillerde düzenlenmektedir. Ahşap dikmeler en fazla 100 - 150 cm. ve mümkün olduğunca eşit aralıklarla yerleştirilmektedirler. ahşap iskeletli bir konutu oluşturan taşıyıcı duvar elemanları görülmektedir.
1) Köşe dikmesi 5) Ara bölme dikmesi
2) Ara dikme 6) Köşe payandası
3) Kapı kenar dikmesi 7)Ara payanda
AJFfencere kenar dikmesi 8) Yanlama (destek payandası]

Ahşap iskeletli yapılar inşa sistemine ve birleştirme durumlarına göre; çakma ve geçme iskeletli olarak yapılmaktadır. Geçme iskeletli yapılan binalarda; ahşap malzemenin her birleşime göre değişik geçme şekilleri bulunmaktadır. Dikmelerde yapılan geçmeler payandalarda yapılan geçmelerin detayları ise Şekil 3.5’de verilmektedir.

Ahşap iskelet yapı sisteminde, iskelet bir bütün olarak çalışmakta ve iskelet yükünün temele eşit olarak yayılması sağlanmaktadır. Ahşap iskeletin oluşturulmasında farklı sistemler kullanılmıştır. Bu sistemler arasındaki fark, dikmelerin farklı şekillerde yerleştirilmesinden ileri gelmektedir. Uygulanan sistemlerden birinde, dikmeler 80 - 90 cm.’de bir konup köşeler payandalar ile takviye edilmektedir.
Başka bir sistemde ise dikmeler; köşelere, pencere kenarlarına, iki duvarın kesişme yerlerine gelecek şekilde, 120 - 150 cm. ara ile yerleştirilerek, aralarına dolguyu tesbit etmek veya kaplamayı çakmak amacıyla daha ince dikmeler ilave edilmektedir.
Daha yakın bir geçmişte uygulanan ahşap iskeletli konutlarda, Amerikan iskelet sistemi tercih edilmiştir. Bu yönteme “Balon Çerçeve” veya “Amerikan Sistemi” adı verilmektedir.
Kullanılan Ahşap Elemanlar:
Boyutlar (cm ):
Düşey
Elemanlar
Köşe dikmeleri:
10/10, 10/12, 10/14, 12/12
Ara dikmeler:
10/10, 10/12, 10/14, 12/12
Kapı ve pencere dikmeleri:
10/10, 10/12, 12/12
Dik ve ara bölme dikmeleri:
8/10, 8/12, 10/12
Çapraz
Elemanlar
Köşe ve ara payandaları:
10/10, 10/12, 12/12, 12/14

Bu sistemin uygulanması sırasında dikkate alman esaslar sıralanacak olursa: Dikmeler 40 -50 cm. ara ile yerleştirilerek iki kat yüksekliğince devam etmekte, köşeler mümkün olduğunca çift dikme ile oluşturulmaktadır. Dikmeler arasına oturan veya parçalı payandalar yapılmaktadır. Kaplama, yatay kuvvetleri önlemek amacıyla genellikle çapraz olarak yapılmaktadır.
Ahşap iskeletli sistemlerin cephe kuruluşunda çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Dolgu malzemesi ve taşıyıcı kısım açıkta bırakılacağı gibi, dış yüzey sıva ile de kapatılabilmektedir. Ahşap iskelet sistemli konutlarda sıva olarak genellikle bağdadi sıva adı verilen; 3-5 cm. enindeki çıtaların, 3 cm. aralıklarla karkas arasına yerleştirilerek, ara dikmelere çakılması ve sıvanmasıyla yapılan kaplama tercih edilmektedir. En çok tercih edilen yöntem ise; dış yüzeyin ahşap malzemeyle kaplanmasıdır.

Dolgu malzemesi olarak genellikle kerpiç, tuğla, taş kullanılmaktadır.
Ormanlık bölgelerde ve özellikle Karadeniz Bölgesi’nde taşıyıcı çatkı aralan, yuvarlak ahşap elemanların yatay veya düşey şekillerde kullanılmasıyla doldurulmuştur. Dolgu malzemesinin üzerinin sıvanmadığı veya ahşapla kaplanmadığı durumlarda, iskelet kısma estetik şekillerde verilmektedir, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde uygulanmış ahşap karkas yapım sisteminin örneklerinden biri verilmektedir. Bu sistemde, yatay ve düşey taşıyıcı ahşap elemanlar ile elde edilen çatkı, ahşap ile tekrar küçük gözlere bölünmüş, gözler ise uygun büyüklükte işlenmiş taşlarla doldurulmuştur.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Ahşabın yaygınlaştırılması gerekmektedir

A.B.D.'nde konutlann % 92'sinin ahşap olması, ormanlık alanı bulunmayan İngiltere'de ahşap karkasın "geleceğin konutu" olarak ilan edilmesi, ahşabı yeniden tanımamız gerektiğini önemle vurgulamaktadır.
Pek çok üstün özelliklere sahip bir yapı malzemesi olan ahşabı, çağımızın getirdiği teknik olanaklarla yeniden tanımak ve çağdaş koşullar altında yeniden kullanmamız gerekmektedir.
Ahşap, yapı üretiminde, her devrin yaşam koşullarına uyum sağlayacak çözümlere açıktır. İnsanlığın ilk varolduğu andan itibaren, pek çok ihtiyaca karşılık verebilen ahşabın, bir yapı malzemesi olarak özellikleri ne yazık ki, tam olarak bilinememektedir. Bu konu üzerinde yapılacak araştırmayla, ahşap malzemenin fiziksel, mekanik ve estetik gibi, kendine özgü özellikleri ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır.
Günümüzde, ormanlarımız üzerine yapılan olumsuz etkilerin, ülkemiz ormanlarını oluşturan ağaç türlerinin, üretim ve tüketim durumlarının bilinmesi gereği doğmuştur.
Bugünün Türkiye'sinde, ormanlarımızın yetersiz kalması dışında, konutlardaki ahşap kullanımındaki düzensizlik, üzerinde önemle durulması gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eski Türk Evi'nde geniş bir uygulama alanı olan ahşabın, günümüz konutlarında kullanımı ile ilgili son durumun belirlenmesinde, ahşap malzemenin konutlardaki geleneksel kullanım yerinin ve şeklinin öncelikle incelenmesinde fayda vardır.
Fonksiyonel olduğu kadar, dekoratif bir anlayışla da konutlarda geniş bir uygulama alanı bulmuş olan ahşabın, kullanım şartlarının tam olarak bilinememesi ve yapıda bilinçsiz bir şekilde yer alması, bugün ahşabın elde edilmesi ve yapıda kullanılmasıyla ilgili çeşitli sorunlar yaratmaktadır.
Gittikçe çoğalmakta olan nüfus, gelişen teknolojiye paralel olarak ihtiyaçların artması, hammadde yetersizliği, bilinçsiz ve yanlış kullanımlar gibi pek çok etkenin, ahşabın günümüz konutlarındaki kullanımını etkilediği gözler önündedir. Dolayısıyla da, ahşabın yapıda en uygun şekilde nerede ve nasıl kullanılması gerektiğinin belirlenmesi konusunda bir çalışma yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Yapılan araştırmada, ahşap malzemenin, yapıda kullanılan türlerine göre, organik yapısı ve özellikleri ile ilgili bilgiler verilecektir. Bu doğrultuda, ahşabın Türkiye ölçeğinde, geşmişten günümüze kadar geçen sürede, konutlardaki kullanım alanlarının belirlenmesine çalışılacaktır.