This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

ormancılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ormancılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mayıs 2015 Pazar

Orman İşletmeciliği nedir

orman işletemsiOrman İşletmesi, Ormana ve ürünlerine olan ihtiyacı doğrudan doğruya ve dolayısıyla devamlı şekilde karşılamak amacıyla, hudutları belli ormanlarda üretim faaliyetinde bulunan iktisadi ünite olarak tanımlamıştır. Orman işletmeleri diğer işletmeler gibi iktisadi bir ünite olmasına karşın, kendine has bir takım özelliklere sahiptir.

Bu özellikler, kuruluş yeri özellikleri, fonksiyonel özellikleri, faaliyetlerine ilişkin (idare süresine) özellikler ve ekonomik özellikler olarak 4 gruba ayrılmıştır.

Orman işletmeleri kuruluş olarak geniş alanlara kurulurlar, arazi yapısı çok engebelidir. Bir çeşit arazi işletmesi olduklarından doğaya açıktırlar ve doğal şartlardan oldukça etkilenirler. Fonksiyonel olarak diğer işletmeler mal veya hizmet üretimi yaparken, orman işletmeleri mal ve hizmet üretimini bir arada gerçekleştirmektedir. Orman işletmeleri odun üretimi yönünden 20–200 yıl arasında değişen uzun bir üretim sürecine (idare süresi) sahipken, karlılık çoğu zaman ikinci plandadır.

Orman işletmelerinde üretim sürecinin uzunluğu yakın planda kar amacı taşıyan, özel sektör işletmecileri tarafından tercih edilmemeye neden olmaktadır. Orman işletmelerine yatırılan kapital, istenildiği zaman bir başka alana devir edilmemekte, üretim talebe göre ayarlanamamaktadır. Ayrıca, ürün olgunlaştıktan sonra hasat etme zorunluluğu yoktur. Porsuk’un Geray’a atfen bildirdiğine göre Ormancılık sektörü ürettiği pek çok mal ve hizmetlerle kendisi dışındaki pek çok sektöre girdi vermektedir.

Yani pek çok sektöre alt yapı oluşturmakta, hazır arz yaratarak etkin faaliyet göstermelerini sağlamakta, dolayısıyla makro amaçlara ulaşmada ve sosyo-ekonomik yapıyı geliştirmede (istihdam, katma değer yaratma vb.) önemli bir sektör 14 görünümündedir. Bu özelliği nedeniyle ileri bağlantıları yüksek bir sektördür. Buna karşılık diğer sektörlerden pek az girdi aldığı için geri bağlantıları düşük bir sektördür. Sürdürülebilirlik birçok sektör için oldukça yeni bir kavram olmasına karşın, orman işletmeciliğinde sürdürülebilirliğin temel bileşenleri, çok eskiden beri uygulanmaktadır. Alman ormancı Georg Hartig, 1975 yılında, “sürekli ürün” kavramını gündeme getirmiştir. Bu kavramla ifade ettiği temel fikir, “odun arzının nesiller boyu sürekli olabilmesi için hasadın, büyümeyi geçmemesi gerektiği” olmuştur.

Bu anlayış Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da modern ormancılığın bel kemiğini teşkil etmiştir. Süreklilik prensibi, tarihsel gelişim süreci ile birlikte değerlendirildiğinde ormancılıkta sürekliliğin uzun yıllar boyunca sadece odun hâsılatı sürekliliği şeklinde ele alındığı anlaşılmaktadır. Yani başlangıçta orman işletmeciliğinde süreklilikten gelecekteki odun gereksinimini de sürekli olarak karşılama anlaşılmıştır. Ancak, kavram zaman içersinde toplumun değişen gereksinimlerine uyum sağlamış; ormanın ekolojik, ekonomik ve sosyo-ekonomik işlevleri de dikkate alınmaya başlanmıştır. Yani süreklilik kavramı, başlangıçtaki duruma göre daha geniş bir yelpazede orman ekosisteminin stabilitesini kapsayacak şekilde genişlemiştir.

Ormancılıkta sürdürülebilirliğin, iktisadi sürdürülebilirlik, ekolojik sürdürülebilirlik ve sosyo-politik sürdürülebilirlik şeklindeki üç bileşeni içerdiği ve buna silvikültürel sürdürülebilirliğin de eklendiği ifade edilmektedir. Silvikültürel sürdürülebilirlik, geleneksel orman iktisadı ders kitaplarında bulunan geleneksel odun ürünleri sürekliliği yaklaşımına karşılık gelmektedir. İktisadi sürdürülebilirlik, orman kaynağından elde edilen gelir akışına hitap etmektedir.

29 Mayıs 2015 Cuma

Ormancılık Mesleğinin geçmişi nedir

ormanciTahtacılar atalarından bu yana ormancılık işleri ile uğraşan ve bu mesleği bir gelenek haline getirmiş olan bir Alevi Türkmen topluluğudur. Kim oldukları ve nereden geldiklerine dair birçok görüş bulunmaktadır. Tahtacıların geçmişi hakkındaki en yaygın görüş Tahtacıların gerek Ağaç-Eri, gerekse Oğuz boyundan oldukları kesin kaynaklarla ispat edilmemesine rağmen, Tahtacıların atalarının Anadolu’ya Orta Asya’dan geldiği ve Anadolu’da Oğuz Türkmenleri olarak bilindikleridir.

Yazılı kaynaklarda ise, Tahtacı adına 16. yüzyılda Osmanlı vergi nüfusu tahrir defterinde Cemaat-ı Tahtacıyan olarak rastlanmaktadır. Ağaç-Eri’lerin torunları olduğu düşünülen Tahtacılar Moğol baskısından kaçarak önce Horasan’a, oradan da Irak’a geçmiş ve buradan da Toroslara 7 kadar gelmiş ve ormanlık alanlara yerleşmişlerdir. Ağaç-Eri’ler yaşadıkları yerlerden dolayı orman işçiliği ile uğraşmışlar ve bundan dolayı da bu ismi almışlardır.

Ağaç-Eri’lerine 16. yüzyıldan sonra Tahtacılar denilmiştir. Tahtacılar Alevi olmalarına karşın daha farklı özelliklere sahiptirler. Tahtacılar Hacı Bektaş Ocağı’nı tanımazlar. Tahtacıların iki ocağı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi İzmir Narlıdere’deki Yanınyatır Ocağı, diğeri ise; Aydın Reşadiye’deki Hacı Emirli (Şehepli) Ocağıdır. Günümüzde Yanınyatır ocaklıları Narlıdere’de, Hacı Emirli ocağına bağlı kişiler de Aydın Söke civarındaki Gümüş köyünde oturmaktadırlar.

Günümüzde Türkiye’nin güneydoğusundan başlayarak yoğunluklu olarak Adana, İçel, Antalya, Isparta, Muğla, Denizli, Aydın, İzmir ve Balıkesir illerindeki ormanlık alanlarda yaşamaktadırlar. Geçmişte göçebe olarak yaşayan Tahtacılar günümüzde, çoğu yerde yerleşik düzende bulunmaktadır.

26 Mayıs 2015 Salı

Ormancılık Kaynakları Nedir

ormancilikOrman kaynakları sahip olduğu özelliklerinden ve ileri bağlantısının yüksek olmasından dolayı, bir çok sektöre göre ayrı bir öneme sahiptir.

Ormancılık sektörünün kendisi dışında pek çok sektöre girdi verdiği ve alt yapı oluşturduğu bundan dolayı da makro amaçlara ulaşmada ve sosyo-ekonomik yapıyı geliştirmede (istihdam, katma değer yaratma vb.) önemli bir sektör olduğu bilinmektedir.

Yukarıda belirtilen özellikleri ve ülke ekonomisine olan katkısından dolayı orman kaynaklarının korunması, sürdürülebilir yönetimi ve işletimi önem arz etmektedir. Sürdürülebilir kalkınma kavramı, ilk defa 1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu (Bruntland Komisyonu) tarafından ortaya atılmıştır.

Dünyadaki ve özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki orman kaynaklarının sistematik olarak azalması sorunuyla karşılaşan gelişmiş ülkeler, 1992 yılında yapılan Rio zirvesinde “2000 yılına kadar ormanların tüketilmesi ve bozulması sürecinin durdurulmasını” hedef olarak belirlemiş ve bu durumu “Sürdürülebilir Orman Gelişimi (Sustainable Forest Development =SFD)” şeklinde adlandırmışlardır (Toha and Barros, 1997). Nitekim 13–22 Ekim 1997 tarihlerinde Antalya’da toplanan XI. Dünya Ormancılık Kongresinin ana konusu, Sürdürülebilir Kalkınma İçin Ormancılık veya diğer bir deyişle Sürdürülebilir Ormancılık olmuştur.

Bu kongrede, sürdürülebilir ormancılığın önemi vurgulanmış ve ormanlardan yararlanan, ormanları saran ve biçimlendiren, ne var ki, orman politikası kararını almada en marjinal kalan, yerli halklar, orman köylüleri, kadın kuruluşları ve yerel örgütlerle ilgili görüşmeler yapılmış ve bu toplulukların sürdürülebilir ormancılıktaki önemi belirtilmiştir.

Dünyanın bir çok bölgesinde, orman halkı ve yerli halklar, kadın toplulukları ve yerel topluluklar, ormanların tahrip edilmesine yol açan yıkıcı ekonomik kalkınmayı durdurmaya çalışmaktadır. Ormancılık kurumu, yerli halkların ve yerel toplulukların, sürdürülebilir orman yönetimine ilişkin geleneksel bilgisini giderek daha çok kabul etmektedir.

Bu nedenle dünya ormanlarının geleceği, ormanların çevresel tarihinin ve orman kaybına neden olan sosyal etkenlerin anlaşılması ve yerli halkların, orman köylülerinin, kadın topluluklarının ve yerel toplulukların sorunlarını ciddi olarak dile getirilmesi gerekmektedir.