This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

30 Nisan 2015 Perşembe

Türklerde Ahşap Ne zaman kullanılmaya başlamıştır

Kalıcı kültürlerde ahşabın belirgin kullanılış şekli, yığma yapı teknikleridir. Bu teknikte kalın, iri kesitli ahşap elemanlar, duvarları oluşturacak şekilde üst üste yığılırken, birbirine dik iki istikametteki duvarın ahşap elemanları ile geçmelerle bağlanır ve yapı oluşturulur.
Ahşabın Türkler tarafından kullanılışı, daha çok Anadolu'ya yerleşmelerinden sonra yaygınlaşmıştır. Ahşap malzeme, Anadolu'nun çeşitli yörelerinde farklı biçimlerde değerlendirilerek kullanılmıştır. Ahşap yapıların dış görünümleri ve iç güzellikleri Türk sivil mimarisine büyük bir özellik kazandırmıştır.
İlk çağlardaki Anadolu orman alanı, günümüz orman alanlarının üç katı büyüklüğündeki alanı kapsamaktaydı (51).
Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu dönemlerinde de ahşap, ana yapı malzemesi olarak kullanılmıştır. Ahşap yapı tekniği, 9. yüzyılda Selçuklulardan itibaren gelişme göstermiş, 12. ve 13. yüzyıllarda yüksek bir düzeye erişmiştir. Osmanlı Devri'nde ise, 17. yüzyılın sonlarına kadar, ahşap mimarlığın en güzel örnekleri verilmiştir.
Osmanlı ahşap karkas sistemi, en yaygın olarak ev inşaatında, bir çok defa da, gelişme ve değişme ihtiyacı olan iş binalarında kullanılmıştır. Ahşap iskeleti meydana getirmek için kullanılan elemanlar, konut mimarisinin belirlediği ölçülerde ve ormanda hazırlanmış ve ağaçların her parçası ahşap karkas sistemin bir unsuru olarak değerlendirilmiştir.
Türkiye'de, Akdeniz ve Kuzeybatı Anadolu Bölgeleri'ndeki ormanlık alanların çokluğu, bu bölgelerde ahşabın ana yapı malzemesi olarak kullanılmasını sağlamıştır. Ayrıca, Marmara ve Karadeniz Bölgeleri'nde yer alan geleneksel yapılarımızda da ahşap çok yaygın olarak kullanılmıştır. Bu yapılarda ahşap, çoğunlukla karkas sistem olarak yer almıştır. Sadelik ve fonksiyona önem verilmiştir (34)
Türk toplumu, ahşabı geçmişte en iyi şekilde kullanmış olan toplumlardan biridir. Ahşap, Türk toplumunun ekonomik, sosyal, kültürel ve politik yaşantısıyla ve- teknolojik olanaklarıyla en iyi uyumu sağlayan yapı malzemesidir.

29 Nisan 2015 Çarşamba

Tarih içinde Ahşap Malzemelerin kullanımı

Antik devirdeki Küçük Asya'da yapılan konutların büyük bir kısmı ahşaptandır. Fakat, ahşabın kalıcı bir malzeme olmaması nedeniyle, günümüze kadar gelememişlerdir. Ancak, Frigya (Phrygia), Paflagonya (Paphlagonia), Likya (Lykya) 'da bulunan ve ahşap evleri taklit eden bazı kaya mezarlarının dış görünüşlerinden ahşap binalar hakkında fikir edinilmiştir.
Genel yapı kuruluşu, ağaç iskelettir. Çatı ise, yuvarlak veya biçilmiş ağaçların iskelet duvar elemanına belirli aralıklarla dizilmesiyle oluşmuştur. Kagir, kerpiç ve taş kullanılarak inşa edilen konutlarda bile, ahşap takviye ve dekoratif amaçlarla kullanılmıştır.
Ahşap, insanlık tarihi boyunca, her çağda önemli bir yapı malzemesi olmuştur. Çadırdan çatıya, duvardan temele kadar yapıların taşıyıcı kısımlarında mimariyi belirleyen bir malzeme olarak veya taş, kerpiç, tuğla duvarların içinde, takviye amacıyla kullanılmıştır. Ahşabın çeşitli coğrafi bölgelerde, farklı özelliklere sahip olarak yetişmesi, o bölgelere ait özel mimari ve tekniklerin gelişmesini sağlamıştır.
Ahşap, tarih içinde en yaygın olarak, açıklıkların geçilmesinde, döşeme ve tavan kirişi, döşeme ve tavan kaplaması olarak kullanılmıştır. Sulak ve soğuk iklimlerde yetişen yumuşak ve gevşek dokulu ahşap türlerinin kullanıldığı ortamlarda kiriş, dikme ve hatıllar daha büyük kesitlerde uygulanmıştır. Sert ağaçların üretildiği ve kullanıldığı çevrelerde ise, ağaç daha dayanıklı ve sağlam olduğu için, ahşap kesitler daha küçük tutulmuştur.

Ahşabın yapılarda kullanılmasının tarihi gelişimi

İlk insan kümeleşmelerinden tarihlenebilen ve saptanabilmiş en eski örnek, Anadolu'da, Konya'nın güneyindeki Çatalhöyük'te bulunan ilkel - tarımsal yapılı köylerdir.
Tarımsal yerleşik düzene geçişle birlikte daha korunaklı ve daha sağlam yapılar yapılarak, bir anlamda mimarinin başlangıcı sayılan bir döneme geçilmiştir.
Cilalı Taş Dönemi'nin başlamasıyla birlikte, madenin bulunmuş olmasıyla büyük bir aşama kaydeden insanlık, gelişen olanaklarla yaşamı için daha güvenli mekanlar oluşturmuştur. Bronz devrine girildiğinde ise, yaşamını daha rahat sürdürebileceği, farklı eylem alanları olan plan biçimleri oluşturarak, ilk konut tiplerini oluşturmaya başlamıştır.
Zaman içerisinde konutlar, insanların toplumsal ve kültürel ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde değişikliğe uğramıştır. Değişen yaşam biçimi, sosyal ve kültürel koşullar, çevrenin doğal özellikleri, kullanım amacı, malzeme çeşitliliği gibi değişen kriterlerle, yapılar da değişim ve gelişim göstermiştir.
İlk önceleri, sadece korunma ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla basit yapılar yapılırken, daha sonraları, insanın gün geçtikçe artan toplumsal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak yeni yapı türleri ortaya çıkmıştır.
İnsanoğlu, büyük bir kısmını ağaçlardan yararlanarak ürettiği yapıtlarla ilk çağ dönemini kapatmıştır.
Ağaç, ilk insanın barınak gereksinimini karşılamak amacıyla yapıda kullandığı ilk doğal yapı malzemelerinden biri olarak, en eski çağlardan günümüze kadar insanlığın ilgisini çekmiştir.
İnsanoğlunun uygarlığa ilk adım atışı, her türlü ihtiyaçlarını karşıladığı kaynak olan ormanlardan yararlanmasıyla olmuştur. Orman ve ağaçlar, insanlığın bilinçli bir şekilde kullandığı takdirde, tükenmeyen üretim malzemeleridir.
Anadolu'da uygarlık kurmuş toplumlarda, ağaç ve ormanların tarih sürecinde devamlı olarak gelişmesi, korunması; yasa ve törelerindeki ağaçlar ile ilgili kavramlara geniş yer verilmesindendir. Akat, Sümer-Hamurabi, Eti (Hitit) ve Asur Yasaları'nda, küçümsenmeyecek ölçülerde, orman ve ağaçlarla ilgili yasa maddeleri bulunmuştur

28 Nisan 2015 Salı

İnsanların ilk yerleşiminde Ahşabın yeri

İnsanoğlu, ilk var olduğu andan beridir, yaşamım devam ettirebilmek için gerekli olan temel gereksinimlerini karşılamak durumunda kalmıştır. Bu temel gereksinimlerin başında korunma, barınma ve güvenlik ihtiyacı gelmektedir.
Yeryüzündeki ilk barınaklar, insanların korunma ve barınma gereksinimlerine olanak sağlayacak, mağara, ağaç kovuğu gibi doğa gereçlerini, bu ihtiyaçlara cevap verecek şekilde bilinçli olarak kullanmasıyla oluşmuştur.
Sonraki dönemlerde, iklim koşullarına uyabilmek ve değişik doğa etkilerine karşı koyabilmek için insanlar ağaç dallarını bir düğüm yerinde toplayarak, taşıyıcı bir iskelet çatkı kurmuşlar, üzerini ağaç dalları, hayvan derisi, çalı ve kamışlarla örterek kapalı mekanlar oluşturmuşlardır. Avcılık ve toplayıcılıkla geçindikleri bu dönemlerde insanlar, yapmış oldukları bu tür geçici kulübelerde ve çadırlarda yaşamaya başlamışlardır.
Daha sonraları, geçen geniş zaman süreci içinde yeryüzünde meydana gelen doğal afetler sonucu, barınaklar büyük zararlar görmüştür. Bunun üzerine insanoğlu barınağını ağaç direkler üzerine kaldırmıştır.
Su kıyılarında yaşayıp koruma, barınma ve güvenlik ihtiyaçlarına cevap arayan insanlar ise; su içine ağaç kazıklar çakılarak düzenlenen, ağaç döşemeler üzerine oturtulmuş, su üzeri barınaklarında yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Bu konutların kara ile bağlantısı ağaç köprüler vasıtasıyla sağlanmış ve korunma amacına dönük sorunlar ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.
Özellikle, kullanılan araç gereçlerdeki önemli gelişmeler ve yırtıcı hayvanlara karşı duyulan korku, insanları toplu yaşamaya ve yardımlaşmaya zorlamıştır. Avcılıkla birlikte tarımla da uğraşmaya başlayan insan topluluklarıyla birlikte ilk kümeleşmeler oluşmuş ve böylece de köyler ortaya çıkmıştır.

15 Nisan 2015 Çarşamba

Ankara Çankaya Orman ve Orman Ürünleri, Kereste, Palet

Ankara Keçiören ilçesinde

  • Kereste

  • Palet Ürünleri ( Euro Palet – Ahşap Palet – Cp Palet )

  • Çatı kerestesi

  • Plywood

  • İnşaatlık Kereste

  • Emprenyeli Kereste

  • Obs

  • Lambri ve Rabıta

  • Doğramalık Kereste

  • İthal ve Yerli Çam Kereste

  • Tomruk

  • Çam Sırık

  • Doğramalık Çam kalas


alanlarında faaliyet göstermekteyiz. Ankara genelinde anlaşmalı olduğumuz kereste fabrikalarımız bulunmaktadır.

Bizlere ulaşabileceğiniz iletişim yolları;

Numaranızı bırakabilirsiniz temsilcimiz uygun olduğunuz zaman da sizi arar. E-posta adresimize bilgilerinizi gönderebilir, online teklif alabilirsiniz.

[contact-form][contact-field label='İsim' type='name' required='1'/][contact-field label='E-Posta' type='email' required='1'/][contact-field label='Telefon' type='url'/][contact-field label='Talebiniz' type='textarea' required='1'/][/contact-form]

14 Nisan 2015 Salı

Ankara Yenimahalle Orman ve Orman Ürünleri, Kereste, Palet

Ankara Yenimahalle ilçesinde

  • Kereste

  • Palet Ürünleri ( Euro Palet – Ahşap Palet – Cp Palet )

  • Çatı kerestesi

  • Plywood

  • İnşaatlık Kereste

  • Emprenyeli Kereste

  • Obs

  • Lambri ve Rabıta

  • Doğramalık Kereste

  • İthal ve Yerli Çam Kereste

  • Tomruk

  • Çam Sırık

  • Doğramalık Çam kalas


alanlarında faaliyet göstermekteyiz. Ankara genelinde anlaşmalı olduğumuz kereste fabrikalarımız bulunmaktadır.

Bizlere ulaşabileceğiniz iletişim yolları;

Numaranızı bırakabilirsiniz temsilcimiz uygun olduğunuz zaman da sizi arar. E-posta adresimize bilgilerinizi gönderebilir, online teklif alabilirsiniz.

[contact-form][contact-field label='İsim' type='name' required='1'/][contact-field label='E-Posta' type='email' required='1'/][contact-field label='Telefon' type='url'/][contact-field label='Talebiniz' type='textarea' required='1'/][/contact-form]

13 Nisan 2015 Pazartesi

Ankara Çankaya Orman ve Orman Ürünleri, Kereste, Palet

Ankara Çankaya ilçesinde

  • Kereste

  • Palet Ürünleri ( Euro Palet – Ahşap Palet – Cp Palet )

  • Çatı kerestesi

  • Plywood

  • İnşaatlık Kereste

  • Emprenyeli Kereste

  • Obs

  • Lambri ve Rabıta

  • Doğramalık Kereste

  • İthal ve Yerli Çam Kereste

  • Tomruk

  • Çam Sırık

  • Doğramalık Çam kalas


alanlarında faaliyet göstermekteyiz. Ankara genelinde anlaşmalı olduğumuz kereste fabrikalarımız bulunmaktadır.

Bizlere ulaşabileceğiniz iletişim yolları;

Numaranızı bırakabilirsiniz temsilcimiz uygun olduğunuz zaman da sizi arar. E-posta adresimize bilgilerinizi gönderebilir, online teklif alabilirsiniz.

[contact-form][contact-field label='İsim' type='name' required='1'/][contact-field label='E-Posta' type='email' required='1'/][contact-field label='Telefon' type='url'/][contact-field label='Talebiniz' type='textarea' required='1'/][/contact-form]

12 Nisan 2015 Pazar

Ağaç nedir?

Toprağa düşen tohumdan en önce fide meydana gelir. Fide bir yıl sonra fidan halini alır. Hücrelerinin çoğalmasıyla dal ve yapraklar, gövde ve kök olarak üç parçadan ibaret bir ağacın küçük bir modeli olur. Her yıl ağacın dallarında ve köklerinde yeni sürgünler çıkarken, gövdede de bir tane yıllık halka meydana gelir. Bu halkalar, ağacın enine büyüyerek yaptığı odun tabakasıdır. Yağışı bol yıllarda, geniş bir halka; kurak geçen yıllarda ise, ince ve küçük bir halka meydana gelir. Bu halkalardan ağacın yaşı kolayca anlaşılabilir

Gövdesinden enine kesilen bir ağaç incelenecek olursa, en dışta kabuk, sonra yıllık halkaları meydana getiren hücre tabakaları ve en içte de öz kısım görülür.

Bir ağacın gerçekten canlı olan biricik kısmı, kabuğun altında odunun yüzeyindeki ince bir hücre tabakasıdır. Buna katman doku tabakası (kambiyum, soymuk) denir. Bu tabaka ağacı geliştiren ve büyümesini sağlayan tabakadır. Genç bir ağaca çivi çakıldığında veya ağaç bir dal verdiğinde, çivinin ve dalın yerden yüksekliği hiç değişmez.

Bütün canlı varlıklar gibi ağacın da dokularının arasında devamlı bir su dolaşımı olur. Bu su dolaşımının sağlanabilmesi için ağacın devamlı ve yeterli miktarda suya ihtiyacı vardır. Yetişkin bir kayın ağacı, kuru ve sıcak bir günde 250 litre, küçük bir ayçiçeği ise 1 litre su harcar. Okaliptüs ağaçları ise günde ortalama 400 litre su harcadıklarından bataklıkları kurutmada faydalıdırlar.

Bazı büyük ağaç türleri ihtiyacı olan suyu 50 metrenin üzerinde bir yüksekliğe çıkmak mecburiyetindedir. Bu hadisede önemli olan birinci kuvvet kılcallık olayıdır. Odun boruları demetlerinde 20 metreye kadar etkilidir. İkinci kuvvet ise, kök basıncıdır. Bu basınç ile ağaçta su 30 metre kadar yüksekliğe çıkarılabilmektedir. Bir diğer önemli kuvvet de yapraklardan suyun buharlaşması (terleme) ile meydana gelen emme kuvvetidir. Buna kohezyon gerilimi de denir. Terlemenin (transpirasyon) büyük kısmı gözeneklerle, az bir kısmı da diğer yüzeylerle sağlanır. Kohezyon kuvveti su moleküllerini birbirine bağlar. Bu gerilim, suyun kopmayan bir sütun halinde yükselmesini sağlar. 100 metreye kadar etkilidir. Sekoya gibi yüksekliği 100 metreyi bulan dev ağaçlarda su tepelere kadar kohezyon kuvvetiyle yükselir.

Bir ağaç kendi besinini doğrudan doğruya toprak ve havadan güneş ışığı vasıtasıyla üretir. Bu, hiçbir canlı hayvan vücudunun yapamadığı son derece karmaşık bir hadisedir. Yapraklardaki klorofil denilen yeşil madde sayesinde, havanın karbondioksitinden, güneş ışığı altında fotosentez denilen olay sonucunda kendisi ve diğer canlılara faydalı besinleri meydana getirir.

Her yaprak, kendini dışarıya karşı koruyacak çok etkili bir tabaka ile sıkı sıkıya örtülüdür. Hava, yaprakların altındaki çok küçük deliklerden stoma girebilir. Suyun buharlaşması da, yine bu deliklerden (por) sağlanır. Yaprak ihtiyaca göre bu delikleri açar veya kapatır. Ağaç kabuğu çok etkili bir su geçirmeyici zırhtır. Bir ağaç, başından ayaklarına kadar, su buğusunun dışarı sızmasına karşı sırlanmıştır.

Ağaçlar günlük hayatta çeşitli ve yaygın olarak kullanılırlar. Kağıt yapımından mobilya yapımına, meyvelerinin besin olarak kullanımından süs ağaçlarına kadar, sayısız kullanım alanı vardır. Ormanlar ise, bir memleketin iklimini ve ekonomisini etkileyecek kadar önemlidir.

Eski jeolojik devirlerde yaşamış, bugün nesli tükenmiş dev ağaçlara dünyanın bazı bölgelerinde nadiren rastlanabilmektedir.

Ağaçların boyları ve yükseklikleri bir hayli değişiklik gösterir. Boyları üç metreden yüz on metreye kadar; yaşları otuz-kırk yıldan beş bin yıla kadar olan ağaçlara rastlanmaktadır. Dünyanın en yaşlı ve yüksek ağaçlarından olan ve ABD'de Sierra Nevada Dağlarında bulunan sekoyalar (Sequoia) yüz on metre yüksekliğe ve 6-9 m çapa erişebilir. Bunların yaşları da dört bin yılı bulmaktadır. Avustralya'da yüksek boylu ormanlar meydana getiren okaliptus ağaçları da yüz metreyi bulmaktadır. Ağaçların yaşları bir hayli farklılıklar göstermektedir. Son yıllarda dünyanın en yaşlı ağacının higori çamının (Pirus aristata) olduğu belirlenmiştir.

Ağaçların gelişmesi için en elverişli şart olan bol yağmur, tropik iklimlerde bolca görülür. Tropikal iklimlerde kurak bölgelerin cüce bitkileri ağaç haline gelir.

Fırtınalar, seller, yıldırım, yangın gibi tabii afetler, usulsüz kesimler gibi insanların yaptığı tahripler, bitki hastalıkları, ağaçların en büyük düşmanları olarak sayılabilir.